45 yaşından sonra ne iş yapılır

IELTSSınavı Nedir? IELTS Sınavı, ana dili İngilizce olmayanlar için İngilizce bilgisini ölçmek ve değerlendirmek için yapılan ve uluslar arası bir İngilizce dil yeterlilik sınavıdır. IELTS, Yurtdışında eğitim dilinin İngilizce olduğu bir üniversitede eğitim Yaşıne olursa olsun, çalıştırılan çocukların sigortalı yapılması gerekiyor. Ancak bu, her yaştaki çocuğun her işte çalışabileceği anlamına gelmiyor. Örneğin, üç aylık bir çocuğun, inşaat işyerinde ya da lokantada çalışıyor gösterilerek sigortalı yaptırılması, yanlış olur. Yaptırılırsa da iptal edilir. Vestele gelmeden önce “Burası büyük bir yer, burada ne kadar ilerleyebilirim, neleri çözebilirim?” diye düşündüm. Ar-Ge test mühendisi olarak göreve başladım ve sonra büyük bir ekibin yöneticisi oldum. Bir aile dostumuz Mehmet Zorlu Vakfı burslarından bahsetti. Olur mu, olmaz mı? Nasıl yaparım? Diye düşündüm Kıdemtazminatı ile ilgili önemli bir detay netlik kazandı. 1999 tarihinden sonra işe başlayanları ilgilendiriyor. Pek çok kişi ne zaman kıdem BağKur emeklilik hesaplama işlemleri için günümüzde kullanılan en basit ve hızlı yöntem SGK 4/B Ne Zaman Emekli Olabilirim uygulamasıdır. Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplama aracına giriş yaptıktan sonra: Zorunlu alanları doldurarak emeklilik hesaplaması yapmanız mümkündür. Öte yandan sadece yurt dışı borçlanması ile Les Rencontres D Après Minuit Musique. Son zamanların üzerinde çokça konuşulan “iyi yaşlanmak” akımından nasibinizi aldıysanız ve iyi yaşlanmadığınızı düşünüyorsanız ne yapacağınızı kara kara düşünmeyin. Size harekete geçmeniz için harika araştırmalar ve dikkat etmeniz gereken önemli noktaları derlediğim bir yazı hazırladım. Genel olarak bu yazımda 40’lı yaşlara gelmiş, spor yapmayı planlayanlar için bir yol haritası çıkartacak, akıllarına takılan “bu yaştan sonra kas kütlesi elde edebilir ve yağ yakabilir miyim?” gibi sorulara açıklık getireceğim. Yazı İçeriği 1 Kas kütlesi yaşlılıkta neden önemli? 2 Orta yaş! Geç mi kaldık? 3 Yaş ile beraber gelenler! Eklemler, mobilite ve denge Yavaşlayan metabolizma Azalan toparlanma kabiliyeti 4 Orta yaş ve yaşlılıkta nasıl egzersiz yapılmalı? Bileşik egzersizler uygulayın ve ağır kaldırın Eklemlerinize dikkat edin Esneyin! 5 Son olarak; Kas kütlesi yaşlılıkta neden önemli? Toplumumuzda kas kütlesine sadece iyi bir görünüm için ihtiyaç duyulduğuna dair yanlış bir inanış var. Durum ise tamamen farklı. Gelin kas kütlesinin ne kadar önemli olduğunu kısaca inceleyelim. Kas kütlesi; Kemik erimesini önler/yavaşlatır. Kilo almanızı önler. İnsülin direncini azaltır. Kalp damar sağlığını korumanıza yardım eder. Denge yeteneğinizi geliştirir. Yaşlılıkta en sık karşılaşılan problemlerden biri de oluşan denge problemlerine bağlı düşmeler ve buna bağlı oluşan kırıklardır. Çok sık rastlanmakla beraber bu tip kırıkların sebep olduğu ölümler azımsanmayacak derecede. Orta yaş! Geç mi kaldık? Yaşlılıkta egzersiz ile ilgili birçok soru aldım. Ama bu sorulardan dikkatimi çeken ve en sık rastladığım soru “bu yaştan sonra olur mu?” oldu. İşin şaşırtıcı tarafı bu soruyu soran kişilerin 40 ile 60 yaş arasında olmasıydı. Türkiye standardına göre yaşlı olabilir ama dünya için asla! Gelin bu konuyla alakalı yapılmış araştırmalara göz atalım. Araştırma 1 Bu araştırma Oklahoma üniversitesinde iki grup denek seçilerek yapılmış. İlk denek grubu 18-22 yaş arası üniversite öğrencilerinden oluşurken ikinci grup 35-50 yaşındaki kişilerden oluşturulmuş. Sekiz hafta boyunca deneklere aynı egzersiz programı uygulatılmış ve ardından deneklerin aldıkları kas kütlesi karşılaştırılmış. Şaşırtıcı olarak üniversite öğrencileri sekiz haftalık süreçte yaklaşık 1 kg kas kütlesi kazandığı görülürken ikinci grubun 35-50 yaş arası kg kas kütlesi aldığı tespit edilmiş. Araştırma 2 İlk araştırmanın devamı olarak düzenlenen bu araştırmada da deneklerin güç düzeylerinin ölçülmesi hedeflenmiş. Sekiz haftanın sonunda ise genç denekler bench press üzerinde kg ağırlık artışı yaparken leg press hareketinde kg artış yaşamış. Orta yaşlı denekler ise bu sürede bench press egzersizinde 7 kg artış yaşarken leg press egzersizinde 20 kg artış görmüş. Sonuç Orta yaş sürecinde kas kütlesi oluşturma konusunda yukarıda incelediğimiz iki araştırma geç kalınmadığını ve gayet yeterli düzeyde performans elde edebileceğinizi gösteriyor. Biraz daha motive olmak isterseniz ünlü Türk vücut geliştirme sporcusu 1948 doğumlu Ahmet Enünlü’nün son haline bakın. Peki her şey yirmili yaşlardaki gibi mi işliyor? Hayır! Gelin beraber inceleyelim. Yaş ile beraber gelenler! Üstte genç yaştakiler gibi kas kütlesi ve güç gelişimi sağlayabileceğinizden bahsettim. Peki yaş ile beraber kaybettikleriniz neler? Bu başlık altında yaş ile beraber kaybettiklerinize değinecek ve dolaylı olarak dikkat etmeniz gereken şeyleri açıklayacağım. Eklemler, mobilite ve denge Kıkırdak dokusu yavaş iyileşme kabiliyetine sahiptir ve hayat süresinde maruz kaldığı baskı ile beraber artan yaşlarda zarar görmüş durumda olabilir. Bu durum artan spor temposu ile beraber sizi zorlayabilir. Daha kötüsü ise sakatlanmanız olabilir. Yine artan yaş ile beraber azalan hareketsizlik kaslarınızın esnekliğinin azalmasına sebep olabilir. Azalan esneklik hem denge kabiliyetinize zarar verecek hemde postür duruş bozukluklarına yol açacaktır. Yavaşlayan metabolizma Artan yaş ile beraber görülen metabolizma hızı yavaşlaması erkeklerde aritmetik olarak gitse de kadınlarda menopoz sonrası hızlı bir düşüşe geçmekte. Bu durum kadınların menopoz sonrası birden kilo almasına ve kalorileri eskisi kadar iyi tolere edememenize sebep olur. Bu süreçte erkekler kademeli azalan metabolizma hızına ayak uydurarak kilo kontrolünde çoğunlukla başarılı olurken kadınlar ani değişim sebebi ile kontrolü çoğu zaman elden kaçırmakta. Özellikle iyi bir vücuda sahip olmak isteyen ve metabolizması yavaşlamaya başlamış orta yaş sporcuların bu duruma önem vermesi gerekmekte. Azalan toparlanma kabiliyeti Artan yaş ile beraber kazanılan en büyük handikap azalan toparlanma kabiliyeti olarak nitelendirilebilir. Bozulan ve yapımdan yıkıma doğru kayan metabolizma dengesini iyi öğrenmek burada kilit noktayı oluşturmakta. Bu kilit nokta egzersiz sonrası dinlenme ve sakatlık süresince egzersiz gibi faktörlerin orta yaş ve sonrasında daha dikkatli planlanmasını gerektiriyor. Orta yaş ve yaşlılıkta nasıl egzersiz yapılmalı? Buraya kadar kas kütlesinin neden önemli olduğunu, orta yaş ve yaşlıların kas kütlesi oluşturmaktaki yeteneğini ve yaş ile beraber oluşan handikapları inceledik. Yazının son bölümü olan orta yaş ve yaşlılıkta nasıl egzersiz yapılmalı? başlığında ise egzersiz önerilerinde bulunacağım. Bileşik egzersizler uygulayın ve ağır kaldırın Eklem ve performansınızın izin verdiği ölçüde bileşik egzersizler yapmaya ve ağır kaldırmaya odaklanın. Bu hem hormonal dengenizi olumlu yönde etkiler hemde kas gelişimini hızlandırır. Bileşik egzersizler hakkında bilgi almak için hangi egzersizi tercih etmelisiniz? bileşik vs izole adlı yazımı okuyabilirsiniz. Ağır kaldırırken tekrarları 8-12 tekrar aralığında tutun. Eğer amaca yönelik tekrar sayıları hakkında ayrıntılı bilgi almak isterseniz kaç tekrar yapmalıyım? adlı yazımı inceleyebilirsiniz. Testosteron ve büyüme hormonu iyi bir vücut kompozisyonu için oldukça önemli rol oynamakta. Bunlar ile ilgili yazılarım mevcut. Testosteron yazım için buraya, büyüme hormonu yazım için ise buraya tıklayabilirsiniz. Eklemlerinize dikkat edin Daha önce de bahsettiğim gibi eklemleriniz orta yaş sürecinden sonra daha kırılgan hale geliyor. Burada özellikle serbest ağırlıklar ile yapılan egzersizlere dikkat etmeli ve tekniği iyi kavramadan ağırlık arttırmamalısınız. Öncelikli olarak dikkat etmeniz gereken eklemler ise omuz, diz, dirsek olarak sıralanabilir. Bel bölgesine de fıtıklaşma açısından ayrıca dikkat etmeniz gerekiyor. Sakatlandığınızda ise hareketsiz kalmamaya çalışın. Bu konu ile ilgili araştırmalarda mevcut. Araştırma Tipik aşil tendonu sakatlanmalarında ağrı ve hareket kısıtlanması yaklaşık 18 ay sürer. Araştırma süresinde aşil tendonu sakatlığı olan koşucuların yarısı eccentric antrenman yapmış. Diğer yarısı ise dinlenmiş. 12 hafta sonunda dinlenen koşucularda ağrı devam ederken, eccentric antrenman yapan koşucuların ağrılarının azaldığı ve bazılarında ağrıların tamamen geçtiği görülmüş. Sonuç Sakatlık sürecinde doğru şekilde egzersiz yapmalı yada harekete devam etmelisiniz. Böyle durumlarda profesyonellerden yardım almanız gerekebilir. Esneyin! Esneklik ilerleyen yaşlarda yaşam kalitesini, postürü ve daha birçok faktörü yakından etkileyen bir değişken. Bu sebeple oldukça önemli olan kasların esnekliğini sağlamak için egzersizlerinize bir rutin eklemelisiniz. Bu rutini antrenman sonrasına ekleyeceğiniz 5-10 dakikalık esneme seansları ile sınırlı tutabilirsiniz. Siz sormadan ben söyleyeceğim. Statik esneme ileri yaşlarda daha çok tercih ettiğim ve güvendiğim tip esneme türüdür. Son olarak “40’ından sonra ne kadar esneyeceğim?” demeyin. Aşağıdaki videoya bir göz atın. -Video bir araç markasının reklamını içerse dahi benim öyle bir amacım yok. Reklamsız versiyonunu ne yazık ki Son olarak; Yaşınız ne olursa olsun egzersiz yapmayı bırakmamalısınız. Egzersiz sırasında sakatlıklara dikkat etmeli ve eklemlerinizi korumalısınız. Denge ve esneme egzersizlerini atlamamalısınız. Kardiyovasküler egzersizleri antrenman temponuza eklemeli, Son olarak ağırlık kaldırmaya devam etmelisiniz. Bence yapabilirsiniz. Sizce? Dr. Can ÇiftçiCerrahpaşa tıp fakültesi mezuniyetinden sonra klinikte obezite ve kronik inflamatuar hastalıklara ilgi duymaya başlamış ardından fizyolojisi doktorasına giriş ile beraber fonksiyonel tıp alanında çalışmaya adlı kitabın yazarı olan Dr. Can Çiftçi ağırlıklı olarak özel beslenme protokolleri, aralıklı oruç ve düşük/çok düşük karbonhidratlı beslenme, kene kaynaklı hastalıklar tick borne diseases, endokrin ve yaşlanma fizyolojisi alanında Can Çiftçi ayrıca iç hastalıkları ihtisas eğitiminine devam etmenin yanında World Society of Anti Aging Medicine, World Obesity Fedaration, Functional Medicine University, International Lyme and Associated Diseases Society, A4M gibi kuruluşlarda aktif üyelik ve sertifikasyon süreçlerini tamamlamıştır. Yaşımda 23 üniversite yok ve iyi olduğum bir konu yok şuan hiç bir iştede çalışmıyorum. Kendi hayatıma yön vermek istiyorum ama nerden başlamam gerektiğini bilmiyorum? Bu yaştan sonra ne yapabilirim üniversite okumak içinde geç olduğunu düşünüyorum. Bana bir yol gösterirseniz sevinirim. Ayni durumdayiz hocam kesinlikle universiteyi okumana bak yas gec oldu diye birsey yok 30 40 yasindaki adam bile okuyorsa sende okursun. Ha benim artik iş bulup calisip cabalayip bir yerlere gelmem lazim diyorsan kasap olacaksin bir markettin kasap elemani olarak işe ogrenecek seyin az olur onlari ogrendikten sonra kendi işini kuracak dereceye yukselirsin kendi işini kendin yaparsin bunlarda sınır yok inan baska bir kasap olarak ise girersin maasinda yuksek alirsin omur boyunca kasaplik yaparsin. Bana soracak olursan universite de istedigin bölümünü okuyup istedigin işe girmen daha guzel hoş hissedirsin kendini... l hocam 23 yaşına kadar özellikle de okulu bıraktıktan sonra ne yaptın? son bir senede, ya da son 6 ayda hayatın ne yaparak geçti? şu an günlerin nasıl geçiyor? Bu yasiniza kadar nasil yasadiysaniz , boyle devam edin ? nerden cikti bu durumu sorgulamak? ben soylim, bu yasiniza kadar, okumadiniz,aileniz surunsede sizi okutmak icin elinden geleni yapti ama okumadiniz, etmediniz, dil ogrenmediniz, ders calismadiniz, simdi biseyler anliyacak yasa gelince ah way ne yapacam maalesef gencler, inanin hic gec degil , o kadar vaktirniz varki ama iste umut vaad ediyormusunuz o onemli daha okul icin onunuzde bi 10 seneniz var ama calisip, cabalayip okuyacakmisiniz? bakalim gencler evet egitim bi amerikali icin bisey degil , cunku zaten belli bi egitim, kultur, tecrube, birikim kazaniyor millet, dikkat edin, bill gates, okumadi, adam kendi basina yetiyor zaten, Zukerberk, daha yeni mezun oldu ama bizim gibi karacahil insanlarin oldugu toplumlar once bi belli egitim sevyesine gelmesi lazim sonra egitime laf etmeli sizinde lise yoksa liseden baslayark diplomalari toplamalasin, hazilanmalisin, bi universite okumalisin en azindan Üniversiteyi çok istemiyorsan okuma. Ne istediğine karar ver ve o yönde çabala. Bana kalırsa o yaşta üniversite okunur ama çok da zorunda değil. Gidip bir yerde garson olarak bile çalışsan inan sonradan yükselirsin. Önemli olan sürekliliktir. En azindan su konuda bilgilendireyim universite okumak icin gec degil ama okuyacagin bolumu cok iyi sec disarisi binlerce universite mezunu dolu. gönlümde bu dinmek bilmeyen sızı olmasa gözlerimde gözlerinin izi olmasa bir de cana can katan o sevdan olmasa sevdan olmasa. Ahhh bu hayat çekilmeeez sen olmasan canım, ahhh bu çile çekilmez.... Okusan da issizsin. İsverenler cok basit islere universite mezunu adam ariyorlar artik. Sanayide iş bul meslek öğren sonra kursuna gidip sertifika alırsın ustalık, kalfalık belgesi vs. sonrada kendi yerini açarsın belki. Ilk olarak yasin kesinlikle universite okumak icin gec degil. Hayalinde yonelmek istedigin bir alan var ise dusunmeden gerekeni yap. Okurken kesinlikle part time veya stajyer olarak bir yerde calis, bu surecte kazanacagin deneyimler ne tarz bir is veya sirkette calismak istemedigin konusunda yardimci olacaktir. Ulkemizde universite kadar alanindaki is tecrubesi de onem tasiyor. 23 yaşındasın ve üniversite için geç olduğunu mu düşünüyorsun? 30 yaşında tekrar başladım üniversiteye. Her şeyden önce sağlığın ilk sırada önem konusunda. Sağlığına dikkat et, sağlığın bozulursa ne hayattan keyif alırsın ne de işlerinde/çalışmalarında gereken enerjiyi kullanabilirsin. Beden sağlığı ve ruh sağlığı olmazsa olmazlarımız ve birbiriyle ilişkili iki önemli husus. Öz eleştiri yap; bu zamana kadar ne yaptın/yapmadın, bunu sorgula kendi içinde. Önceliklerini, hedefini, amaçlarını belirle. Yaşam amacı olmalı kişinin. İster okusun üniversiteler bitirsin, doktoralar yapsın; isterse okumasa bile belirlediği hedeflerine ulaşsın... Bireysel anlamda gelişim için illa üniversite okumaya gerek yok, hatta okula gitmeye bile gerek yok. Duydunuz mu bilmiyorum, yurt dışında "home schooling" denilen bir olay var, ilköğretim çağındaki çocuklar okula gitmiyor/gönderilmiyor, evde ebeveynler öğretiyor dersleri. Ve kabul gören bir uygulama bu - faydaları/zararları tartışılır. İletişimini güçlendirmeli, kendini ifade edebilmeyi öğrenmelisin. Her zaman lazım olacak bu. Mesela Doğan Cüceloğlu'nun İletişim Donanımları isimli kitabı var, oku. Kendine saygın olsun her zaman ve kendini sev. Sokaktaki adamın senden ne fazlası var? Eşit şartlar altında herkes benzer şeyler edinebilir. Etrafında 25 yaşına gelmiş 3-5 bin maaş alan kişiler de vardır, 30-40 yaşında olup asgari ücretle çalışan da. Sen kendini geliştirmeye bak, kendi ilerleyişini gözlemle. Okumayın bence ben iktisat okudum işsiz kalacağım girin bir işe çalışın eğer tıp okumayacaksanız Bazen arkadaşlarımı görüyorum çok üzülüyorum halen bir baltaya sap olamadım Ama yaşıyoruz herşey güzel olcak diye Okumak çok şey katar ama insanlara maddi imkanlar gerek ilk önce Elektrik bölümü mezunu isen veya 2 yıllık elektrik okuma şansın varsa ben seni yönlendirebilirim. Dipnot 23 yaşındayım, Elektrik Yüksek Gerilim Teknisyeniyim. quoteOrijinalden alıntı CekomastikSilikon Elektrik bölümü mezunu isen veya 2 yıllık elektrik okuma şansın varsa ben seni yönlendirebilirim. Dipnot 23 yaşındayım, Elektrik Yüksek Gerilim Teknisyeniyim. Parantez içini yüksek gelirliyim diye okudum pm atıyordum az kalsın Türkiye şartlarına göre dediğiniz de geçerli sanırım. Sayfaya Git Sayfa Her zaman mesleğim sorulduğunda yanıt vermekte zorlanmışımdır. Mühendis, avukat veya doktor olanlar ne şanslı!!! Şimdi bir İK uzmanı olarak kendi görüşlerimi aktarmak isterim. Önce biraz kendimi tanitayim Kariyerim tedasüfen IK alaninda ilerledi. Şanslı biri olarak dünyanın en iyi tanınan ve alanında yeniliklere öncü olmuş çok uluslu firmalarinda çalıştım ve dolayısı ile Türkiye'de İK'nin emeklediği dönemlerde dünyadaki gelişmeleri uygulama ve insana gerçekten değer veren bir İK ortamında çalışma imkanı buldum. Dolayısı ile görüşlerim ve tecrübem Türkiye uygulamalari ile sınırlı değildir. Şu anda ben çalışmıyorum. "İşsizim" demiyorum çünkü işten ayrılmayı ve nasıl bir iş istediğime karar verinceye kadar dinlenmeyi kendim seçtim. 9 aydır da dinleniyorum ve hala iki yüzlü iş ortamında çalışmak içimden gelmiyor. Herkesin girmek için can attığı şirketler topluluğundaki İK Direktörlüğü pozisyonumu bırakmam pek çok kişiyi çok şasırttı, hatta yaşım dolayısı ile tekrar işe girmekte zorlanabileceğimi öne sürüp cesaretimi kırmaya bile çalışanlar oldu. Açıkcası ben yaşımı bir engel olarak görmüyorum. Eğer nitelikleriniz o işyerinde gerekliyse yaşa pek bakılmıyor ama bunun çok düşük bir olasılık olduğunu da söylemeliyim. Şu anda Londra'da yaşıyorum ve geçenlerde bir doğum günü partisinde karşılaştığım IT'ci iki Bey şirketlerinin küçülmesi sırasında işten çıkarılan ilk kişiler olmuşlar. Ikisi de 50+ ve yaşlarının bu konu ile çok ilgisi olduğunu düşünüyorlar. Bir daha iş bulmayacaklarını düşündüklerinden de kendi işlerini yapmaya karar vermişler. Bu olay yaş olgusunu tekrar gündemime getirdi. Yaşı 40 üzeri olanlara karşı bir tavır olduğu ne yazık ki doğrudur, özellikle de alt ve orta seviyede. Şimdi bunun sebeplerine gelirsek - Genç nüfus yüzdesi çok yüksek olan Türkiye'de, yeni gelen çalışanların önünü açmak için erken emeklilik fırsatından da yararlanarak 40 yaş civarindakiler işten çıkarıldı. - Tecrübesiz yöneticiler talepkar genç çalısanlarla baş etmeyi beceremediklerinden onlar için yeni pozisyonlar yarattılar ve eskiler işlerini kaybetti ya da o gençlerle aynı pozisyonda çalışmaktansa ayrılmayı tercih etti. - Henüz ailesi olmayan veya geçim yükümlülüğü fazla olmayan ve işin başında olduğu için kendini kanıtlaması ön planda olan gençlerin ücret beklentisi de çok düşük olduğundan tercih edildiler. Kıdemleri 1 yılı doldurunca kıdemleri birikmesin diye işten çıkarılıp tekrar işe alinan veya yerine asgari ücretle çalışan kişiler konanları bilirsiniz. Devletin uyguladığı ağır gelir vergisi de buna sebep olan unsurlardandı. -Bir kaç çok genç parlak yönetici şirketlerin başina gelince diğer şirketler de altta kalmamak için tecrübesi az ama teknik bilgisi iyi olabilecek, yönetici vasıfları öok zayıf kişileri işin başına getirdi ve hırslı bir ilerleme olanağı sağladıklarını düşündüler. Bu kişiler onlara soru sormayan ve hırsla ileri atılan kişilerdi. Yani kapitalizmin yeni neferleri..! - Durum böyle olunca genç yöneticiler kendilerinden daha büyük ve tecrübeli olanlarla çalışmayi doğal olarak istemediler. Zaten büyükler de onların altında çalışmayı istememiş ve bundan dolayı çok sorun çıkmıştı. Yaş yavas hareket etmeye eşit görüldü. İşveren kararını verdi! - Ne yazikki bizim kusağımızın biraz üstü, teknoljik gelişimlere ayak uyduramadı. Alt kademe bunu gördüğünde yeni yaşlılar almayı red etti veya önyargılı oldu. - Kabul edelim ki bizler kültürümüz gereği nitelikleri bizden üstün olsa dahi daha genç kişilerin emri altında çalışmayı kaldıramıyoruz, bu da sorun yaratıyor. Dolayısı ile genç yöneticiler kendilerinden yaşlı birini istemiyor. - Aracı İK kurumları da ucuz olsun diye hiç bir iş tecrübesi olmayan yeni mezunları tecrübeli, kerli-ferli insanları işe almakla görevlendirdi ve kaliteli kişiler kuşak farkından görüşmede kaybettiler. Aslında çok da haksız sayılmazlardı bu çocuklar, çünkü şirketler onlardan günümüzün hızlı ortamında saldırgan olabilecek ve bunun sonuçlarını HENÜZ düşünemeyecek, soru sormayan, emirlere itaat eden ve küçük ödüllerle mutlu olabilecek, bilmem hangi üniversiteden diploması olan ve kullanmayacak dahi olsa yabancı dili iyi olan kişiler istemekteydi. Ayrıca bu kişiler işten çıkarma sırasında sorun çıkarmayacak kişiler olmalıydı. - Bulundukları konumu bin bir türlü yalakalıkla elde etmiş olan yaşlı yöneticiler de kendi kapasitesizlikleri ortaya çıkmasın diye kendi kuşaklarından kimseyi istemediler. - Emeklilik yasaları da bu duruma yardımcı oldu, sanki emeklilik maaşı yetecek veya geriden gelenler her şeyi idare edebilecekler gibi... Evet, genel çerçevede durum bu. Aslinda kimse neden böyle olduğunu net olarak bilmiyor. Herkes öylesine sektördeki genel gidişe ayak uydurdu, sonuçlarını görmeden. Şimdi sonuçlar bazı şirketler tarafından görülmeye başlandı ama yeterli değil. Bu konuda bir girişimde bulunup konuyu kamuoyunda tartışmaya açmak çok faydalı olacaktır, çünkü en verimli çağındakı insanlar atıl duruma getirilmişlerdir ve bundan tüm ülke zarar ben kendi alanımda gördüğüm kemikleşmiş, örümcek ağı tutmuş, kendini geliştirmeyen ama hala koltuğuna sımsıkı bağlı olan yaşlı insanları gördükçe kahroluyorum. Fakat dikkat ederseniz de danışman ve gurular hep yaşlı. Kaş tane genç akıl danışmanı var?!! Buradan da şu sonuca varabiliriz; yaş herkes için engel değil sadece çıkış yolunu bulmak lazım, herkes aynı yoldan çıkamıyor çünkü. İK Danışmanlarında gençler tarafından aşşağılandığını düşünenler bilsinler ki ben bir İK'ci olarak hepsinin öcünü almış bulunuyorum. Hepinizin şikayet ettiği durumları ben karşınızdaki kişi olarak yaşadım. Ne yazik ki İK Turkiye'de hak ettiği önemi ve yeri alamadı. Hala personelci kimliği ile çakışıyor. İK'cılar danışman gibi görülmüyor ve itirazlarına rağmen GM'ler istedikleri gibi karar alıyorlar. Bir başka sorun da çalışanlarımızın İş Kanununundan kaynaklanan haklarını kullanmamaları. Haklarını bilmedikleri için kendilerini şirketlerin insafına bırakmış durumdalar. Bundan dolayı da şirketler istedikleri gibi at koşturuyorlar. Gerçi avukatlar da yasayı bilseler de iş uygulamaları konusunda zayıf kaldıkları için yardımcı olmakta zorlanıyorlar. Ben ibret-i alem için son çalıştığım şirketi mahkemeye verdim ve kazandım. Bir çok kişi bu konuda bana danışmalarına rağmen bir kaçı dışındakiler ya korktukları için ya da avukat parasını ödemek istemedikleri için haklarını aramaktan vazgeçtiler. Oysa birilerinin bu gidişe dur demesi gerekiyor. Bu noktadaki önerim halen çalışmakta olanların haklarını iyi öğrenmeleri ve kendileri hakkında alınması ihtimal olan kararlara tepki vermeden önce mutlaka bir bilene danışmaları. Ödenecek tazminatlar herkesin aklını başına getirir. Böylece yönetişciliğin sadece koltukta oturmak olmadığı çok iyi öğrenilir. Avrupa ülkelerinde iş görüşmesinden sonra niye kabul edilmediğinize dair görüşmecinin tuttuğu notları görmek ve itiraz etmek hakkınız var. Tazminat bile alabiliyorsunuz. Avrupa Birliğine girme yolundaki Turkiye'de de bu tür uygulamalar çok yakında başlar. Yöeticilik kolay değl ve bundan sonra daha da zor 05 Posta ve Telgraf Teşkilatı PTT, bünyesinde istihdam edilmek üzere PTT personel alımı bekleniyor. Yapılması beklenen alımlar için başvuru yapacak adayların bazı nitelikleri karşılıyor olması gerekiyor. Kamu idaresinde çalışmak isteyen adaylar 2022 PTT personel alımı ne zaman, başvuru nasıl yapılır, şartları nelerdir sorusuna yanıt arıyor. İşte PTT personel alımı ile ilgili son durum PTT personel alımı 2022 yılında da kamuda çalışmak isteyen adayların gündeminde bulunuyor. PTT 2022 personel alımı yapacağını duyurdu. PTT'de işe girmek isteyen vatandaşlar da PTT personel alımı başvuru tarihi ne zaman sorusunu soruyor. PTT, belli bir kadroda alım yapacak. Süreci yakından takip eden adaylar başvuru şartlarını merak ediyor. Peki, PTT personel alımı ne zaman? İşte detaylar… PTT BAŞVURU NASIL YAPILIR? PTT personel alımı başvuru için sınav ve mülakatlara girmek zorunludur. Aynı zamanda kendi sitesinden başvuru alımları yapılmaktadır. PTT iş başvurusunda bulunacak vatandaşlar resmi web sitesini takip edip, gerekli şartları sağladıktan sonra başvurularını yapabilirler. Yapılacak yazılı sınav sonucu kazanılan puanlara göre değerlendirilip alınacaklar. PTT PERSONEL ALIMI BAŞVURU TARİHLERİ NE ZAMAN? PTT başvuru tarihi henüz açıklanmadı. Açıklandığında haberimizi güncelleyeceğiz. PTT BAŞVURU ŞARTLARI a 29/5/2009 tarihli ve 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 28 inci maddesi kapsamında yer alanlar ile PTT'nin yurtdışındaki işyerlerinde istihdam edilecekler hariç olmak üzere Türk vatandaşı olmak. b On sekiz yaşını tamamlamış ve giriş sınavının yapıldığı yılın ocak ayının birinci günü itibarıyla otuz altı yaşından gün almamış olmak. c Kamu haklarından yasaklı bulunmamak. ç 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı altı ay veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık, fuhuş, cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı, zorla fuhuşa sevk etme, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, cinsel saldırı, cinsel taciz, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, tefecilik suçlarından mahkûm olmamak. d Uyuşturucu madde bağımlısı olmamak, işe alınmadan önce kullandığı tespit edilmiş ise işe başvuru yaptığı tarih itibarıyla tedavisinin tamamlanmış olduğunu belgelendirmiş olmak. e Askerlikle ilgisi bulunmamak, askerlik çağına gelmemiş olmak veya askerlik çağına gelmiş ise muvazzaf askerlik hizmetini yapmış veya erteletmiş olmak. f Engelli personel çalıştırılmasına ilişkin mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yurtiçinde ve yurtdışında devamlı görev yapmasına engel olabilecek akıl hastalığı bulunmamak. g Başka kurum ve kuruluşlara karşı mecburi hizmet yükümlülüğü bulunmamak. ğ Atanacağı pozisyon için Yönetim Kurulu tarafından belirlenen öğrenim şartını haiz olmak. h Herhangi bir sosyal güvenlik kurum veya kuruluşundan emekli olmamak. ı Daha önce çalıştıkları kamu kurum veya kuruluşlarından disiplin cezası ile işten çıkarılmış olmamak. i Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda sakınca bulunmamış olmak. j KPSS'den Yönetim Kurulunca belirlenen asgari puanı almış olmak. 2 PTT'de iş gücü hizmet alımı suretiyle görev yapan yüklenici firma elemanlarının PTT'nin açıktan personel alımı yoluyla yapılacak sınavlarına girmek istemeleri halinde, duyurunun yapıldığı tarih itibarıyla yüklenici firma değişimi hariç duyuruda belirtilen süre kadar aralıksız olarak görev yapıyor olmaları kaydıyla bu maddenin birinci fıkrasının b bendinde belirtilen otuz altı yaşından gün almamış olmak hükmü kırk bir yaşından gün almamış olmak olarak uygulanır. Nefret duygusunu bırakın 50 yıllık hayatınızda eski eş veya eski sevgileri de geride bıraktınız. Ama yaşananları hala unutamıyor ve nefret duygunuz hala taze ise önce bundan kurtulmayı öğrenin Son günlerin moda deyimiyle “affetmeyi öğrenin”. Affedemiyorsanız, en azından “kayıtsız kalın”. Kimse hakkında kötü düşünmeyin Pozitif olun ve başkalarının arkasından olumsuz konuşmayın. Dedikodu ise asla yapmayın. Dedikodu sizin için enerji ve zaman kaybından başka bir şey değil. Minnet duyun Size yapılan iyi davranışları değil de hep kötü davranışları ve sözleri hatırlıyor ve bunları düşünerek yaşıyorsanız, yanlış yapıyorsunuz. Kızınızın ya da oğlunuzun doğum gününe, nişanına, nikahına kimlerin gelmediğine değil, kimlerin “geldiğine” odaklanın. Size kazık atanları değil, hoşluk yapanları “parlatın”. “"Olumsuz" arkadaşlarınızı bırakın Herkeste vardır öyle bir ya da iki arkadaş. Sürekli bir takım dertlere batıp çıkarlar ve her battıklarında size koşup saatlerce kafanızı ütülerler. Ama söylediğiniz hiçbir lafı da iplemezler. Gençken tamam da, 50 yaşından sonra kıymetli vaktinizi böyle boş işlerle harcamayın. Gerçek dostlarınızın yanınızda olmasına ihtiyacınız var. Karmaşayı bir tarafa bırakın İnsan 50 yaşına yaklaşırken, neyin değerli neyin daha az değerli olduğunu az buçuk anlıyor. Aile, gerçek arkadaşlar, dostlar ve sizin için gerçekten anlamı olan bir “iş”. Gerisi hakikaten kuru gürültü. Dolaplar dolusu giysiye ve elli tane ayakkabıya da ihtiyacınız yok. Kafası karışıklığı iyi bir şey sanmayı bırakın “Karmaşık insanlar” ilginçtir. Ezbere konuşmazlar, her davranışlarının bir nedeni vardır. Bilgileri süs gibi durmaz üstlerinde, içselleştirmişlerdir. Onlar sayesinde yeni bakış açıları keşfederiz, zenginleşiriz. Ama “kafası karışık insanlar” ilginç değildir. Hayatı çorbaya çevirmekten başka işe yaramazlar. Daha fazlasını istemeyi bırakın Mutlu insanların ortak sırrı, ellerinde olanın kıymetini bilmeleridir. Elindekinin kıymetini bilmiyorsan, daha fazlasını istemenin bir anlamı yok, çünkü o da seni mutlu etmeyecek. Daha da fazlasını isteyeceksin. Fazla kilolarınızı bırakın 40’ların sonundasınız ve 5-10 kilo fazlanız var… Derhal o kiloları bir yerlerde bırakın. Yürüyüşte, yüzmede, spor salonunda… Fark etmez. Sorun “estetik” değil, sağlık. Fazla her kilo 50’lerden itibaren sağlık açısından bir tehdit çünkü. Her şeye evet demeyi bırakın Kimsenin kalbini kırmamak ya da sevimli görünmek adına, olur olmaz her isteğe “evet” demeyi bırakın. Sizi zorlayacak, size ters gelen, sizi gerecek hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsiniz. Hele 50 yaşından sonra! Yaşlılıkla ilgili klişe düşünceleri bir tarafa bırakın Nasıl bir orta yaş ve yaşlılık dönemi geçireceğinize kendiniz karar verin. Canınız istiyorsa ve paranız varsa Küba seyahatine 60 yaşında da gidersiniz, yeni bir spora 50 yaşında da başlarsınız, kime ne?

45 yaşından sonra ne iş yapılır